Haftanın sözcük listesi: Türkçe öğrenenler için 10 yeni Türkçe sözcük!
Kalıcı öğrenme için tekrar etmenin faydalarını unutmayınız.
Kelime
|
Anlamı
|
English
|
Örnek Cümle
|
Not
|
kararsız
|
Ne yapacağını
bilemeyen, karar veremeyen kişi
|
irresolute
|
Tatile nereye gidelim? Bilmiyorum, kararsızım.
|
sıfat
|
yoğun
|
çok meşgul olmak, bir şeyin çok fazla olması
|
busy, hectic, intense, intensive, dense
|
Bu hafta işte çok yoğunum.
|
sıfat
|
rahatlamak
|
daha sakin ve huzurlu hissetmek
|
to relax
|
Duştan sonra rahatladım.
|
fiil
|
uğramak
|
bir yere kısa süreliğine gitmek
|
stop by, visit, come by
|
Eve giderken markete uğradım.
|
fiil
|
tuhaf
|
garip, değişik
|
bizarre, odd, weird, strange
|
Bugün onu çok tuhaf buldum.
|
sıfat
|
zorunda (kalmak)
|
mecbur olmak, başka seçeneği olmamak
|
to have to, to be obliged to
|
Bugün geç yatmak zorunda kaldım.
|
kalmak yerine olmak fiili ile de kullanılır.
|
fark etmek
|
bir şeyi görmek, anlamak
|
to notice, to realize, to discern
|
Yeni saçını hemen fark ettim.
|
fiil
|
ertelemek
|
bir işi daha sonraya bırakmak
|
to postpone, to delay, to adjourn
|
Toplantıyı yarına erteledik
|
fiil
|
kırılmak
|
bir şeyin fiziksel olarak parçalara ayrılması;
üzülmek
|
to crack, to be broken
|
Bardak yanlışlıkla kırılınca bana kızdığın için sana
kırıldım.
|
fiil
|
ikna etmek
|
bir kişinin düşüncesini veya kararını değiştirmeye
çalışmak
|
to persuade, to convince
|
Onu bizimle gelmeye ikna ettim.
|
fiil
|
Örnek Tümceler
1. Kararsız + Zorunda kalmak
A: Tatile nereye gideceğiz, karar verdin mi?
B: Henüz değil, çok kararsızım. Belki de bütçeye göre seçim yapmak zorunda kalacağız.
2. Rahatlamak + Tuhaf
A: Bugün biraz gergin gibisin.
B: Evet, sabah çok tuhaf bir rüya gördüm. Biraz yürüyüş yaparsam rahatlarım belki.
3. Yoğun + Ertelemek
A: Toplantı saat kaçtaydı?
B: Bugün çok yoğundum, patronla konuştum, toplantıyı yarına erteledik.
4. Uğramak + Fark etmek
A: Eve gelirken markete uğradın mı?
B: Evet, uğradım. Bu arada saçını kestirmişsin, hemen fark ettim!
5. İkna etmek + Kırılmak
A: Ayşe gelmeyecekmiş.
B: Biliyorum. Çok ısrar ettim ama ikna edemedim. Belki de bir şeye kırıldı, emin değilim.
Kararsız Bir Gün
O sabah, Elif erkenden uyanmıştı ama içi içini yiyordu. Haftalardır annesine gideceğini söylüyordu ama yine de kararsızdı. Gideyim mi, kalayım mı? İşler birikti… Hem yol uzun, hem hava sıcak. Sonunda, evde oturup çalışmaya devam etmeye karar verdi. Ama içinde bir huzursuzluk vardı.
Gün çok yoğun geçti. E-postalar, raporlar, son dakika işleri… Öğleden sonra arkadaşı Seda aradı.
— “Bu hafta annenin yanına gidecektin, gittin mi?”
— “Yok ya… Planı iptal etmek zorunda kaldım,” dedi Elif tuhaf bir ses tonu ile, biraz da bahane üretir gibi.
Seda susmadı.
— “Bence birkaç günlüğüne gitmek sana iyi gelir. Hem senin moralin düşük, hem de annen seni özlemiştir. Haydi, valizini hazırla!”
Elif önce çekimserdi ama Seda o kadar içten konuştu ki sonunda ikna oldu. Aceleyle valizini hazırladı, yola çıktı. Otobüsten inince markete uğrayıp annesinin sevdiği tatlıdan aldı.
Yol boyunca kitap okudu, müzik dinledi. Rahatladı. Sanki içinde bir şey çözülüyordu. Şehre yaklaşırken pencere kenarından tanıdık tabelaları gördü. O anda yüzüne hafif bir gülümseme yerleşti.
Eve varınca annesi kapıyı açtı:
— “Sürpriz!” dedi Elif.
Annesi onu sımsıkı sarıldı.
— “Ne güzel ettin de geldin kızım…”
Elif annesinin onu ne kadar özlediğini fark etti.
Yemekten sonra annesi, “Senin gözlerin biraz yorgun bakıyor,” dedi.
Elif güldü:
— “Kendimi bu aralar biraz tuhaf hissediyordum, ama şimdi iyiyim.”
Küçük yeğeni onu oyun oynamaya çağırdı. Elif yorgundu, biraz dinlenmek istedi.
— “Sonra oynayalım mı?” deyince çocuk suratını astı.
Annesi kulağına eğildi:
— “Kırılmasın, hadi biraz zaman ayır ona.”
Elif gülümsedi:
— “Tamam,” dedi. “Gidip oynayalım.”
Gece olduğunda Elif yatağa uzandı. İçinden şöyle geçirdi:
İyi ki bu ziyareti ertelememişim, yoksa bu güzel günü yaşayamayacaktım.
İyi ki gelmişim.
Bazen insan sadece bir adım atmaya kalıyor.
Ve o adım atıldığında... her şey çok kolaylaşıyor.
Yorumlar
Yorum Gönder