"Türkçe Üzerine Birkaç Değerlendirme ve Tespit", Hamza Zülfikar
1941 doğumlu Hamza Zülfikar, 1964'te Türk Dil Kurumunda memur olarak çalışmaya başlamış. 1970 yılında edebiyat üzerine doktorasını tamamlamış. 1988 yılında profesörlük kadrosuna atanmış. 2000-2001 yılları arasında Türk Dil Kurumu (TDK) başkanlığı yapmış.
TDK web sitesinde yayınlanan "Türkçe Üzerine Birkaç Değerlendirme ve Tespit" başlıklı makalesinde Arapça ve İngilizce gibi yabancı dillerden Türkçe'ye giren sözcüklerin Türkçe karşılıklarının bulunması ve kullanılmasını ele almaktadır.
Tahlil-i nahvi: Cümle çözümlemesi
Tahlil-i sarfi: Kelime çözümlemesi
gibi örnekler vererek bunların Türkçe'leştirilebileceğini ancak ilgililerin sözcüklerin Türkçe karşılıklarını kullamaya yeterince özen göstermediklerini anlatıyor.
Not: "cümle çözümlemesi"nin tam Türkçe karşılığı "tümce çözümlemesi"dir. "Kelime çözümlemesi"nin tam Türkçe karşılığı "Sözcük çözümlemesi"dir.
Yazıda "Tahlil etmek" sözcüğü yerine bir başka yabancı dil kökenli "analiz etmek" sözcüğünün kullaıldığını ve bunun dilbilgisi üzerine çalışmalar yapan Türk Dilbilimceleri tarafından yapıldığına vurgu yapılıyor.
Zülfikar, "Bugün her dalda bilim adamımız nedense yabancı terimi tercih ediyor, kendi dilinden bir türetme yapmaya gitmiyor." Ne kadar doğru bir tespit (belirleme, açıklama).
"Medar-ı iftihar" tamlamasının anlaşılmadığını, bunun anlamının "övünç kaynağı" olduğu söylendiğinde ise insanların şaşırdıklarından ve “Medarıiftiharı’ın karşılığı bu muymuş?” dediklerinden bahsediyor.
Yazıda geçen şu tespit (belirleme, açıklama) çok önemli:
"İmkânları çok olan bir dili kullandığımızın farkında olalım. Eklemeli bir dil; 200 civarında son ekleri var; fiil kökleri çok zengin; türetmeye elverişli, birleşik kelime yapmaya çok müsait bir dil. Yabancı kökenli kelimelerin etkisinde kalmasına gerek olmadığını bilelim."
Yazarın bu yazıdaki tüm düşüncelerine katılmasam da genel olarak yazıyı değerli buldum.
Yabancı dildeki sözcüklerin kendi anadilinin yapısına ve anlam bilgisine uygun biçimde karşılıklarını türetme konusunda Almanlar iyi bir örnektir. Diller arasında etkileşim olmaması mümkün değildir, Almanlar da İngilizce ve Fransızca'nın kendi dilleri üzerindeki etkisini sıfırlamayı başaramamıştır ama en aza indirmeyi başarmıştır. Gerçi küreselleşme ile birlikte Almanlar'ın da havlu attıklarını ve birçok İngilizce sözcüğü kendi dillerine doğrudan aktarmak zorunda kaldıklarını görüyorum. Ancak son zamanlara kadar Almanlar'ın yabancı kökenli sözcüklere kendi dillerinde karşılıklar türetme becerisi ve bunları kullanma konusunda gösterdikleri özen takdire değerdir. Bir başka yazı bu konuda çok sayıda örnek vermek isterim.
Yorumlar
Yorum Gönder