Türk Ordusu Global Firepower Index Listesine Göre Dünyanın En Güçlü 9. Ordusu

TürkiyeCumhuriyeti Ordusu

Global Firepower (GFP) web sitesi, dünya ordularının askerî güç sıralamasını sunan ve yıllık olarak güncellenen bir platform. Oldukça popüler, özellikle medya ve bazı savunma meraklıları tarafından sıkça alıntılanıyor. 


Global Firepower (GFP) sitesine göre 2025 yılının dünya askeri güç sıralamasında ilk 10 ülke PowerIndex (PwrIndx) puanlarıyla birlikte aşağıdaki gibi:

1. ABD – PwrIndx: 0,0744

2. Rusya – PwrIndx: 0,0788

3. Çin – PwrIndx: 0,0788

4. Hindistan – PwrIndx: 0,1184

5. Güney Kore – PwrIndx: 0,1656

6. Birleşik Krallık – PwrIndx: 0,1785

7. Fransa – PwrIndx: 0,1878

8. Japonya – PwrIndx: 0,1839

9. Türkiye – PwrIndx: 0,1902

10. İtalya – PwrIndx: 0,2164


ABD, düşük PowerIndex puanıyla “en güçlü askerî güç” olarak açık farkla önde.

Rusya ve Çin, neredeyse eşit PwrIndx puanıyla 2. ve 3. sıralarda yer alıyor.

Güç sıralamasında öne çıkan Güney Kore, teknolojik kapasitesiyle dikkat çekiyor (5. sırada, PwrIndx: 0,1656). 

Türkiye, 9. sırada yer alarak NATO’daki konumuna uygun bir yerde bulunuyor.


***

Türkçe Konuşan Ülkelerin Sıralamadaki Yeri

Ülke         2025 GFP Sırası (145 Ülke Arasında)    PwrIndx (PowerIndex)

Türkiye                     9                                                     0,1902
Kazakistan                     57                                             1,1016
Özbekistan                     58                                             1,1121
Azerbaycan                     60                                             1,2531
Türkmenistan                   77                                                     1,6512
Kırgızistan                     105                                             2,2543


Türkiye: 9. sırayla açık ara en güçlü orduya sahip Türk ülkesi.

Kazakistan ve Özbekistan orduları yakın bir performans sergileyip 57.–58. sıralarda yer alıyor.

Azerbaycan ordusu, dünya genelinde 60. sırada, Türkçe Konuşan Ülkeler arasında 4. sırada. 

Türkmenistan ordusu, 77., Kırgızistan ordusu ise 105. sırada yer alıyor.


***

Şimdi GFP sıralamasının ne kadar gerçekçi olduğunu değerlendirelim.


GFP Sıralama Metodolojisi – Özeti

1. Değerlendirilen Unsurlar

  • GFP, bir ülkenin kara, deniz ve hava kuvvetlerinin geleneksel araçlarla sahip olduğu potansiyel savaş kabiliyetini değerlendiriyor.
  • Bu kapsamda en az 60 ayrı faktör göz önüne alınıyor.

2. Değerlendirilen 60 Faktör Nelerdir?

  • Personel: aktif ordu, yedek, paramiliter güçler
  • Ekipman: tanklar, zırhlı araçlar, topçu sistemleri, hava ve deniz araçları (uçaklar, helikopterler, gemiler, denizaltılar)
  • Finans: savunma bütçesi, satın alma gücü
  • Lojistik: limanlar, havaalanları, demiryolları, kara yolları
  • Doğal kaynaklar: petrol, doğalgaz, kömür rezervleri
  • Coğrafya: kara sınırlaması, kıyı uzunluğu, iç su yolları, stratejik konum

3. PwrIndx (Power Index) Puanı

  • Tüm bu faktörler, geliştirilen iç formülle bir “PwrIndx” puanına dökülüyor.
  • Bu puan 0.0000’a ne kadar yakınsa, ülkenin konvansiyonel askeri gücü o kadar yüksek sayılıyor.
  • Örneğin ABD, 2025’te 0.0744 gibi düşük bir puanla sıralamada zirvede yer alıyor.

4. Ölçekteki Şeffaflık Durumu

  • Veri kaynakları olarak bazılarında kamuya açık istatistikler (örneğin CIA World Factbook), bazılarında tahmini veriler kullanılıyor .
  • Formülün tam içeriği ve ağırlıkları halka açık değil. Ayrıca “bonus ve ceza” kriterleriyle küçük düzeltmeler ekleniyor (ki bunların öznel (subjektif) olması kaçınılmaz).

GFP - Değerlendirme

GFP’nin güçlü yanlarını şöyle sıralayabiliriz:

  • Kolay erişilebilir ve güncel. Çok sayıda ülkeyi kapsayan, kullanıcı dostu ve güncel veriler sunar.
  • Sadece asker sayısına değil, birçok faktöre bakıyor. Tank sayısı, hava kuvvetleri, donanma, lojistik kapasite, coğrafi konum, petrol üretimi gibi birçok parametreyi değerlendirmeye katıyor.
  • Saygın küresel yayın kurumları zaman zaman GFP verilerine - temkinli biçimde - atıf yapıyor.
  • Kapsayıcıdır. 100’den fazla ülkeyi sıralar ve gelişmekte olan ülkeleri de dahil ediyor.

GFP’nin kısıtları ve eleştirilen yönlerini şöyle değerlendirebiliriz:

  • Veri kaynakları net değil. Verilerin kaynağı çoğu zaman paylaşılmıyor. Resmî istatistiklere mi, medya raporlarına mı, açık istihbarata mı dayandığı tam olarak belli değil.
  • Nitelik yerine nicelik odaklı. Asker sayısı, tank adedi gibi sayısal veriler ön planda. Ancak bu araçların modernliği, teknolojik düzeyi, eğitilmiş personel kalitesi gibi faktörler göz ardı ediliyor olabilir.
  • Gerçek savaş kabiliyetini tam olarak yansıtması mümkün değil. Modern savaşlarda önemli olan komuta kontrol sistemleri, siber yetenekler, istihbarat ağları, elektronik harp kapasiteleri gibi unsurlar sıralamaya dahil değil.
  • Sıralama metodolojisi şeffaf değil. Her yıl değişebilen ama ayrıntılı açıklanmayan bir “power index” formülü kullanılıyor.


Daha Güvenilir Kaynaklar

RAND Corporation, IISS (International Institute for Strategic Studies) gibi kurumlar daha derin analizler yapıyor ama herkese açık ve sade değil.


SIPRI (Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü) ve RAND Corporation, askeri konularda daha derinlikli, akademik ve stratejik analizler üretiyor. Ancak onların yaklaşımı GFP gibi sıralama listeleri yayınlamak değil.


SIPRI

Yıllık silahlanma ve askeri harcama raporları yayınlıyor. (örneğin: SIPRI Military Expenditure Database)

Uluslararası silah transferleri, nükleer silahlar, çatışma bölgeleri üzerine veriler sunuyor.

Verileri oldukça güvenilir, akademik kaynaklı ve BM düzeyinde referans alınıyor.

Ancak “en güçlü ordu”, “ilk 10 ülke” gibi popüler sıralamalar yapmıyor.

Çünkü SIPRI’nin yaklaşımı politik ve ekonomik etkiler üzerine analitik yorum sunmak, GFP gibi popüler kıyaslamalar sunmak değil.


RAND Corporation

ABD merkezli, yarı-resmî, politika odaklı bir düşünce kuruluşu.

Özellikle ABD Savunma Bakanlığı, NATO ve müttefik ülkeler için derinlemesine raporlar hazırlıyor.

Siber güvenlik, sivil-askerî ilişkiler, yapay zekâ, uzun vadeli savunma stratejileri gibi konuları işliyor.

Veriler genellikle iç kaynaklara ve gizli brifinglere dayanıyor, halkın erişimine açık veritabanları veya sıralamalar sunmuyor.

Popüler değil, yani daha çok uzmanlar ve karar verici düzeydeki kişiler tarafından kullanılıyor.


IISS

Enstitü; devletlerin savunma politikaları, bölgesel güvenlik dinamikleri, silahlanma, çatışmalar ve uluslararası ilişkiler üzerine kapsamlı stratejik raporlar yayınlıyor.

En meşhur yayını The Military Balance. Her yıl yayınlanıyor. Ülkelerin savunma bütçeleri, silahlı kuvvetlerin büyüklüğü, askeri ekipman envanteri, dış silah alımları gibi veriler içeriyor.

GFP gibi basit bir sıralama yapmıyor, ancak verileri çok daha doğrulanmış ve teknik düzeyde.


Sonuç

GFP listeleri genel tabloyu görmek için fikir verici olabilir ama akademik ya da stratejik analizlerde tek başına kaynak olarak kullanımına pek rastlanmıyor.

Askeri uzmanlar ve stratejistlerin, GFP’yi genelde popüler ama akademik olmayan bir kaynak olarak gördüğü belirtiliyor.

Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü (SIPRI) gibi kuruluşların verileri daha saygın ve akademik kabul ediliyor ama GFP gibi orduların toplam güçlerini karşılaştıran tablolar yayınlamıyorlar.

GFP 2025 listesini bu bağlamda değerlendirmekte fayda olacaktır. 

Ayrıca eğer sıralama gerçeği yansıtıyor ise şaşırtıcı olarak değerlendirilebilecek bir durum söz konusu: Güney Kore, İngiltere ve Fransa gibi görece küçük ülkeler "küresel ateş gücü" listesinde Türkiye'nin üzerinde yer alıyor. Ekonomik güç, teknolojik gelişmişlik düzeyi, küresel bağlantılar ve tarihsel nedenler ile açıklanabilir olmasına rağmen biz bunu şaşırtıcı buluyoruz. Sizce yakın gelecekte bu sıralama değişebilir mi?


Kaan, Türk Savaş Uçağı
Kaan, Türkiye'nin 5. Nesil Savaş Uçağı

Türkiye'nin coğrafi konumu nedeniyle taşıdığı riskler de göz önüne alındığında Türk Ordusu'nun bu "görece küçük" ülkelerin ordularından çok daha güçlü olması bir zorunluluk olarak karşımıza çıkıyor. Bu açıdan bakıldığında Türkiye'nin savunma sanayindeki yatırımları, dış bağımlılıktan uzaklaşması yönünde atılan adımlar ve elde ettiği başarılar olumlu gelişmeler olarak görülmeli. Ancak daha katedilecek çok yol var. Eğitim kalitesinin artması, savunma sanayinde yatırımların büyümesi, nicel üstünlüğün yanı sıra teknolojik üstünlük elde edilmesi gerekiyor. Bunun için yapılması gereken belli: eğitimi iyileştirmek, bilimsel düşünceye önem vermek, teknoloji geliştirmeye ve üretime yatırım yapmak. 


***

Mustafa Kemal Atatürk'ün Türk Ordusu ile ilgili sözleri ile bitirelim:

Atatürk
Mustafa Kemal Atatürk

  • Hiçbir zaman saldırgan olmayı düşünmemiş olan ve fakat daima haksız taarruza uğrayacağını hesap eden bir milletin ordusu olarak, ordumuz uzun bir seferden sonra hemen diğer bir sefere başlayacakmış gibi maddi ve manevi yönden hazır bulunmalıdır. (1924)
  • Mutlaka şu veya bu sebepler için milleti savaşa sürüklemek taraftarı değilim. Savaş zorunlu ve hayati olmalıdır. Hakiki düşüncem şudur: Milleti savaşa götürünce vicdan azabı duymamalıyım. Öldüreceğiz diyenlere karşı, "Ölmeyeceğiz" diye savaşa girebiliriz. Lakin, milletin hayatı tehlikeye girmedikçe, savaş bir cinayettir. (1923)
  • Savaş, nihayet meydan savaşı sadece karşı karşıya gelen iki ordunun çarpışması değildir. Milletlerin çarpışmasıdır. Meydan savaşı milletlerin bütün varlıklarıyla, bilim ve teknik alanındaki seviyeleriyle, ahlaklarıyla, kültürleriyle kısacası bütün maddi ve manevi güç ve nitelikleriyle ve her türlü vasıtalarıyla çarpıştığı bir sınav alanıdır. Bu alanda, milletlerin gerçek güç ve kıymetleri ölçülür. Sonuçta yalnız maddi güçlerin değil, bütün güçlerin özellikle ahlaki ve kültürel gücün üstünlüğü kesinlikle ortaya çıkar. Bu sebeple meydan savaşında yenilen taraf milletçe ve memleketçe, bütün maddi ve manevi varlığıyla yenilmiş sayılır. Böyle bir sonucun ne kadar feci olabileceğini tahmin edersiniz. Yok oluş sadece savaş alanındaki orduya ait olamaz. Aslında, ordunun mensup olduğu millet feci sonuçlara uğrar. Tarih, birtakım boş hayallerle, başlarındaki hükümdarların, hırslı politikacıların oyuncağı durumuna düşen istilacı orduların, istilacı milletlerin uğradığı bu çeşit feci sonuçlarla doludur.
  • ... Arazinin ve birtakım durumların, şartların, olağanüstü fırsatların savaşın sonucu üzerindeki etkileri inkâr edilemez. Fakat daima arzu edilen emniyet ve güvence, sayıca üstünlük ve değerdir. Türkiye bütün düşman devletlere karşı kazandığı maddi ve manevi zaferlerle ölmez bir varlığa sahip olduğunu ispat etti... Benim için ordumuzun değerini ifadede tek karşılaştırma şudur: Türk ordusunun bir birliği dengini mutlaka yener, iki katını durdurur. Şimdilik bundan fazlasını istemiyorum. Çünkü fazlasını milletimizin yaratılıştan sahip olduğu cengaverlik zaten sağlamaktadır. Fakat bu değeri mutlaka korumak lazımdır. Bunu, askerî bir esas, bir kural olarak göz önünde tutmalıdır... Bu değer korundukça, teşkilatımızı, eğitim ve öğretimimizi bu hedef ve amaca yönelttikçe, Türkiye'nin her türlü saldırıdan, taarruzdan korunmuş olacağına ve korunacağına kimsenin şüphesi kalmaz.
  • Gerçek zafer savaş meydanlarında başarılı olmak değil, asıl zafer başarıların kaynağını güçlendirmek, milleti yükseltmektir. (1923)
  • Kuvvetli bir ordu denildiği zaman anlaşılması lazım gelen anlam, her kişisi, özellikle subayı, komutanı; medeniyetin ve tekniğin gereklerini kavramış ve ona göre iş ve hareketlerini uygulayan yüksek ahlakta bir topluluktur. (1918)
  • Büyük ulusumuzun orduya sunduğu en son sistem fabrikalar ve silahlar ile bir kat daha güçlenerek, büyük bir özveri ve hayatınız pahasına her türlü görevi yerine getirmeye hazır olduğunuza eminim. (1938)
  • Zaferin sırrı, orduların sevk ve idaresinde bilim ve teknik kurallarını yol gösterici olarak almaktır. (1922)
  • En güzel coğrafi vaziyette ve üç tarafı denizle çevrili olan Türkiye; endüstrisi, ticareti ve sporu ile, en ileri denizci millet yetiştirmek kabiliyetindedir. Bu kabiliyetten istifadeyi bilmeliyiz; denizciliği, Türk'ün büyük millî ülküsü olarak düşünmeli ve onu az zamanda başarmalıyız. 
  • Tarihte bütün bir vatanı, çok üstün düşman kuvvetleri karşısında, son bir avuç toprağına kadar karış karış kahramanca ve namusluca savunmuş ve yine varlığını koruyabilmiş ordular görülmüştür. Türk ordusu o cevherde bir ordudur. Yeter ki ona komuta edenler, komuta edebilme vasıflarına sahip olabilsinler! 
Kaynaklar: 
2025 Military Strength Ranking, Global Fire Power (GFP)
ATATÜRK'ün Ordu ve Askerlik ile İlgili Vecizeleri, Milli Savunma Bakanlığı

Yorumlar

Popüler Yayınlar