BM’nin En Yenilikçi 10 Ülke Listesinde Çin, Almanya’yı Geçti
Çin’in inovasyon listesinde Almanya’yı geçmesi tesadüf mü, yoksa yıllardır görmezden gelinen bir dönüşümün sonucu mu?
Birleşmiş Milletler’e bağlı Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü’nün (WIPO) hazırladığı Küresel İnovasyon Endeksi (Global Innovation Index – GII), küresel teknoloji dengesindeki değişimi bir kez daha gözler önüne serdi.
Çin, ilk kez en yenilikçi 10 ülke arasına girerek Almanya’yı geride bıraktı.
Küresel İnovasyon Endeksi Ne Söylüyor?
GII araştırması:
- 139 ülkeyi kapsıyor,
- 78 farklı göstergeye dayanıyor,
- Ar-Ge yatırımları, patentler, insan kaynağı ve teknoloji çıktıları gibi ölçütleri dikkate alıyor.
2025 listesine göre:
- İsviçre, 2011’den bu yana sürdürdüğü liderliğini korudu.
- İsveç ve Amerika Birleşik Devletleri ilk üçte yer aldı.
- Çin, 10. sıraya yükselerek Almanya’nın önüne geçti.


15. Akıllı Şehir ve Ekonomi Fuarı, Ningbo
Çin Nasıl Yükseldi?
Araştırmaya göre Çin’in öne çıkan başlıkları şunlar:
- Araştırma ve geliştirmeye (Ar-Ge) yüksek ve istikrarlı yatırım,
- Özel sektörün finansman açığını hızla kapatması,
- Uluslararası patent başvurularında güçlü artış.
2024’te yapılan küresel patent başvurularının yaklaşık dörtte biri Çin kaynaklı oldu.
ABD, Japonya ve Almanya’nın toplam payı hâlâ yüksek olsa da bu ülkelerde hafif düşüşler kaydedildi.
Patent sayıları, bir ülkenin:
- endüstriyel bilgi birikimini,
- uzun vadeli rekabet gücünü
yansıtan önemli göstergelerden biri olarak kabul ediliyor.
Küresel İnovasyon Neden Yavaşlıyor?
GII verileri, küresel ölçekte yenilik yatırımlarının hız kestiğine de işaret ediyor.
- Ar-Ge büyüme oranının
- geçen yılki %2,9 seviyesinden
- %2,3’e gerilemesi bekleniyor.
Bu oran, 2010’dan bu yana görülen en düşük artışlardan biri.
Almanya İçin Bu Ne Anlama Geliyor?
GII eş editörü Sacha Wunsch-Vincent, Almanya’nın 11. sıraya gerilemesinin kısa vadede paniğe yol açmaması gerektiğini belirtiyor.
Mevcut sıralama, ABD’nin son yıllardaki gümrük politikalarının etkisini henüz yansıtmıyor.
WIPO Genel Direktörü Daren Tang ise asıl meseleye dikkat çekiyor:
Almanya’nın önündeki temel zorluk, güçlü endüstriyel inovasyon mirasını dijital inovasyonla birleştirebilmek.
Merkel’in Yıllar Önceki Uyarısı

Almanya’nın eski başbakanı Angela Merkel, bu tabloyu yıllar önce öngörmüştü.
2018’de yaptığı açıklamalarda şunları söylemişti:
- Avrupa teknoloji alanında ABD ve Çin’e bağımlı hâle gelebilir.
- Aydınlanma sonrası dönemde alışılan Avrupa'nın “öncü olma” konumu artık geçerli değildir.
Merkel, özellikle yapay zekâ alanında:
- ABD ve Çin’in planlı ve merkezi stratejilerle ilerlediğini,
- Almanya’nın ise daha dağınık kaldığını vurgulamıştı.
O dönemde Berlin merkezli bir yapay zekâ şirketinin yöneticisi de benzer bir uyarı yapmıştı:
"Zamanlama ve hız, paradan daha önemli.
Her gecikme Almanya’ya zarar veriyor.
Bunun etkisi birkaç yıl içinde görünür olur; on yıl sonra ise acı bir uyanış yaşanır."
Yedi Yıl Sonra Gelen İşaret
2018’den 2025’e yedi yıl geçti.
Bugün Çin’in Almanya’yı inovasyon sıralamasında geçmesi, o dönemde yapılan uyarıların boşuna olmadığını gösteriyor.
Bu gelişme şunu yeniden düşündürüyor:
Yeterli insan kaynağı, güçlü bir teknoloji ekosistemi ve uzun vadeli bir strateji olmadan, “uyanmak” tek başına yeterli mi?
Çin bu hızla inovasyona devam ederse ve teknolojik üstünlük kurmaya başlarsa gelecekte ne olacak?
Peki Türkiye Ne Yapmalı?
Bu tablo yalnızca Almanya’yı değil, Türkiye’yi de ilgilendiriyor.
- Ar-Ge yatırımları nasıl sürdürülebilir hâle getirilebilir?
- İnsan kaynağı ve üniversite-sanayi ilişkisi nasıl güçlendirilir?
- Teknoloji dili ve kavramları günlük düşünceye nasıl yerleşir?
Bunlar, Türkiye’nin önümüzdeki yıllarda yanıtlaması gereken sorular. Bu soruların cevabı Türkiye'de gelecek nesillerin gelir düzeyini ve yaşam kalitesini belirleyecek.