29 Ekim 1923: Cumhuriyetin İlanı ve Kendi Uçağını Yapabilen Bir Devletin Doğuşu

29 Ekim 1923 tarihi, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulumu ile Türk Milleti'nin aklı, bilimi ve onuru rehber edinme kararını simgeler. Cumhuriyet, yorgun bir imparatorluğun küllerinden doğan bir ulus devletin, geleceğini kendi elleriyle kurma iradesidir.

29 Ekim 1923: Cumhuriyetin İlanı ve Kendi Uçağını Yapabilen Bir Devletin Doğuşu
Cumhuriyet döneminde uçak üretimi , 1926’da Kayseri Uçak Fabrikası'nın kurulumu ile başladı.

Karanlıktan Aydınlığa, Bir Ulus Devletin Kuruluşu

Her yıl 29 Ekim sabahı, gökyüzü biraz daha parlak görünür.
Bayraklar biraz daha canlı dalgalanır.

Çünkü 29 Ekim, Türk Ulusu’nun kendi kaderini eline aldığı gündür.
29 Ekim 1923’te Türkiye Cumhuriyeti ilan edilmiştir.

Cumhuriyet, tanımı itibarı ile bir yönetim biçimidir.
Ama aslında bundan fazlasıdır: bir bilinç değişimi, bir yeniden doğuştur.

Yüzyıllar boyunca monarşiyle yönetilen bir halk, 1923’te Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde şunu söyledi:

“Artık yeter.”

Bu söz;

  • aklın,
  • bilimin,
  • eşitliğin,
  • ve özgür düşüncenin

yönetime rehber olması gerektiğini ilan ediyordu.

Bu yönüyle 29 Ekim, Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte yeni bir toplumsal bilincin doğum günüdür.


Karanlık

Karanlık; yorgunluktu, geri kalmışlıktı, çaresizlikti.

Osmanlı İmparatorluğu, dünya tarihinin en büyük devletlerinden biriydi.
Ancak son yüzyılına gelindiğinde tablo ağırlaşmıştı:

  • Ordu zayıflamıştı
  • Ekonomik düzen çökmüştü
  • Eğitim sistemi neredeyse işlemez durumdaydı
  • Halkın büyük bölümü okuma yazma bilmiyordu

Bilim, sanayi ve teknoloji dünyada hızla ilerlerken, bu topraklarda duraklama yaşanmıştı.
Üretim düşüktü.
Eleştirel düşünce yerine itaat, araştırma yerine ezber öne çıkıyordu.

Birinci Dünya Savaşı bu zayıflığı açık biçimde ortaya koydu.
Savaş kaybedildi; İstanbul dahil birçok şehir işgal edildi.
Emperyalistler tarafından Anadolu’nun paylaşılması planlanıyordu.

Devlet tükenmişti.
Halk çaresizdi.

İşte karanlık buydu:
"Umutsuzlukla birleşen bir tükenmişlik hali."


Aydınlık

Tam bu noktada, Mustafa Kemal Paşa öne çıktı.

Aydınlık, halkın kendi kaderini yeniden eline almasıydı.

19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkışıyla yeni bir dönem başladı.
Bu, işgalcilere karşı direnişin başlangıcıydı, aklın ve onurun ayağa kalkışıydı.

Halk, onun önderliğinde köy köy örgütlendi.
Cephelerde savaşılırken, bir yandan da egemenliği temsil edecek bir meclis kuruldu.

23 Nisan 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisi açıldı.

Artık kararlar, padişah adına değil, ulus adına alınıyordu.
Bu, aydınlığın ilk kıvılcımıydı.


Savaş Bitti, Sonra Asıl Mücadele Başladı

Kurtuluş Savaşı kazanıldı.
Ama asıl sınav bundan sonra başladı.

Osmanlı’yı zayıflatan anlayışlar terk edilmeliydi.
Bilimsel, ekonomik ve teknolojik olarak güçlü olmayan bir ülkenin bağımsızlığını koruyamayacağı görülmüştü.

Atatürk’ün hedefi açıktı:
“Muasır medeniyet seviyesine ulaşmak ve onu geçmek.”

Günümüz Türkçesi ile "Çağdaş uygarlıklar düzeyine ulaşmak ve onu geçmek".

Yani çağın gerisinde kalmamak; çağın yönünü belirleyenler arasına girmek.

Bu hedef, hangi çağda yaşanırsa yaşansın geçerli bir ilkeydi.

1 Kasım 1922’de saltanat kaldırıldı.
Çünkü bir ülke, tek kişinin iradesine bağlı kaldıkça gelişemezdi.

Gelişme;

  • bilimle,
  • özgür düşünceyle
  • ve adaletle mümkündü.

Bunun yolu da halkın yönetime katılmasından geçiyordu.

Ve 29 Ekim 1923’te Meclis’te şu karar açıklandı:

“Türkiye Cumhuriyeti ilan edilmiştir.”

O gün, geçmişin karanlığı resmen geride bırakıldı.


Cumhuriyet Ne Getirdi?

Cumhuriyet’in ilk yılları kolay olmadı.
Ama yön belliydi.

  • Eğitim, her çocuk için ulaşılabilir hale getirildi
  • Kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanındı
  • Okuma yazma oranını artırmak için yeni alfabe benimsendi
  • Köylerde okullar, şehirlerde fabrikalar kuruldu
  • Bilimsel düşünce ve eğitim, Cumhuriyet yönetiminin temel yönelimlerinden biri olarak benimsendi.

Cumhuriyet, bir yandan yeni bir siyasal bir düzen kurarken diğer yandan geleceği planlayan bir toplum inşa etmeye çalıştı.


Kendi Uçağını Yapan Bir Ulus

1926’da Kayseri Uçak Fabrikası kuruldu.

Bu adım, genç Cumhuriyet’in sanayiye ve teknolojiye verdiği önemin açık bir göstergesiydi. Aynı zamanda özgüvenin somut bir ifadesiydi.

Fabrikada uçak gövdeleri, pervaneler ve çeşitli uçak parçaları üretiliyordu.
Bu, genç Cumhuriyet’in havacılık alanında yerli imkanlarla üretim yapma iradesini ortaya koyması bakımından simgesel bir öneme sahipti.

Bir zamanlar “geri kalmış” denilen bir halk, kendi uçağını üretebilen bir ulusa dönüşüyordu.

Dışarıdan “hasta adam” olarak tanımlanan, işgale uğramış bir imparatorluğun yerini; sağlıklı, özgüvenli ve geleceğini planlayabilen yeni bir devlet alıyordu.


Bugüne Kalan Miras

Cumhuriyet, bir savaşlar zincirinin sonunda elde edilmiştir.
Cumhuriyet, toplumsal bilincin zaferidir.

Atatürk’ün önderliğiyle başlamıştır; ama Türk Ulusu’nun ortak iradesiyle hayata geçmiştir.

29 Ekim, her yıl bize şunu hatırlatır:
Özgürlük bir kez kazanılıp rafa kaldırılan bir şey değildir.
Her gün yeniden sahip çıkılması gereken bir değerdir.

Cumhuriyet, Türk gençliğine emanet edilen büyük bir devrimdir.
Ulusumuzun geleceğinin güvencesidir.

Bu emanet, her koşulda aklı, bilimi ve onuru savunmayı gerektirir —
dâhili ve harici bedhahlara rağmen.

Cumhuriyet, soyut bir ideal değildir. Somut olarak;

  • çocukların iyi bir eğitim alabilmesidir.
  • çocukların gelecek hayallerini Türkiye'de kurmalarıdır.
  • kadının sözünün kamusal hayatta karşılık bulmasıdır.
  • adaletin bağımsız işlemesidir.
  • emeğin karşılığının hukukla korunmasıdır.
  • etnik kimlik, inanç ve mezhep ayrımı yapılmaksızın herkesin eşit yurttaş olmasıdır.
  • bilim ve teknolojinin geliştirilmesidir.
  • tarım ve madenciliğin güçlü kılınmasıdır.
  • refahın toplum geneline yayılmasıdır.
  • yurttaşların korkuyla değil; hukuka, adalete ve yarına güvenerek yaşayabilmesidir.

Cumhuriyet, yaşam kalitesidir — her gün yeniden sahip çıkıldığında...


Kaynaklar ve Okuma Önerileri

(Erken Cumhuriyet Dönemi Havacılık ve Uçak Üretimi)

  • Türk Tarih Kurumu
    Cumhuriyet’in sanayi ve savunma sanayii politikalarına ilişkin akademik yayınlar ve makaleler.
  • Milli Savunma Bakanlığı arşivleri
    Kayseri Tayyare Fabrikası ve erken dönem askeri havacılık yatırımlarına dair tarihsel belgeler.
  • Türk Hava Kurumu yayınları
    Türkiye’de havacılığın gelişimi, uçak üretimi ve sivil havacılık girişimleri üzerine kurumsal çalışmalar.
  • Atatürk Araştırma Merkezi
    Cumhuriyet’in sanayileşme vizyonu ve teknoloji politikalarına ilişkin bilimsel araştırmalar.